içli dışlı

içli dışlı
s.
1. 亲密无间的, 关系密切的: \içli dışlı iki aile 关系密切的两家人
2. 熟悉的, 熟练的: bilgi teknolojileriyle \içli dışlı 熟悉信息技术的
-i \içli dışlı kılmak 1) 使亲密无间 2) 使熟悉, 使熟练 \içli dışlı olmak 1) 关系亲密, 亲密无间: Dört gündür sade kompartımandakilerle değil, ötek vagondaki yolcularla da içli dışlı olmuştuk. 在4天里, 我们不仅同我们包厢里的旅客, 还同其它车厢里的旅客打得火热。İçlerini birbirlerine dökecek denli içli dışlı oldular. 他们变得亲密无间, 无话不谈。 2) 成为儿女亲家 3) 变得熟悉, 变得精通

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • içli dışlı — sf. Gizli işi olmayan, apaçık, olduğu gibi, senli benli, aşırı teklifsiz En çok yurdumdan söz ettim / Doğayla, insanla içli dışlı. C. Külebi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller içli dışlı tanımak içli dışlı olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içli dışlı olmak — 1) karşılıklı olarak candan ve içten davranmak, teklifsiz görüşmek Toprakla insan hiçbir edebiyatta böylesine içli dışlı değildir. C. Meriç 2) kız ve oğullarını karşılıklı olarak evlendirmek 3) karşılıklı olarak resmî davranışlardan uzaklaşmak,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içli dışlı tanımak — yakından, bütün özellikleriyle bilmek Kaç kat elbiseleri olduğuna varıncaya kadar içli dışlı tanıyordu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içli — sf. 1) İçi dolu (taneli sebze veya kuru yemiş) 2) mec. Kolay duygulanıp incinen, duygulu, hassas, hisli Annem evlatlarının bu kayıtsızlığına karşı içli bir hâlde günden güne fazla üzülüyor ve bitiyordu. Y. K. Beyatlı 3) mec. Duygulandıran, etkili …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içli dışlılık — is., ğı İçli dışlı olma durumu Sanatçı ile halk bu içli dışlılığı, sanatçıya karşı gösterilen bu olağanüstü saygıyı... H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • canciğer kuzu sarması — içli dışlı, candan, pek içten Bir gün evvel canciğer kuzu sarması, ferdası günü sen kimsin efendi ben seni tanımıyorum. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • teklifsiz — sf. 1) Samimi, içli dışlı, sıkı fıkı Bunlardan başka bazı teklifsiz aile dostları da var. R. N. Güntekin 2) zf. Samimi, içli dışlı, sıkı fıkı bir biçimde Birleşik Sözler teklifsiz konuşma …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dış — is. 1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar. A. Haşim 2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • samimi — sf., Ar. ṣamīmī 1) İçten (duygu vb.) Sanatkâr, bizi söylediklerinin samimi olduğuna da inandırmalı. O. V. Kanık 2) Candan, açık yüreklikle davranan Diğerine gelince: Bu pek sıcakkanlı, pek samimi bir gençtir. M. Ş. Esendal 3) zf. İçli dışlı,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • teklifli — sf. Kendisiyle samimi, içli dışlı olunmayan, resmî Bu dolabın içinde, teklifli misafirlere mahsus lavanta çiçeği kokan, yumuşak tüylü Bursa havluları dururdu. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yağlı ballı — sf. Araları çok iyi, içli dışlı Cihana maskara oldular paşam, gibi yağlı ballı huluslar çakıp gidiyorlardı. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yağlı ballı olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”